Hani bazen geçmişin acısı dersin ya, öyle işte. Bir de geleceğin yangını. Ya şimdi? Şimdi, uçurumun kenarı gibi.
Bloglar arasında dolaşırken, yeni yazılar keşfine çıkmışken bir kitap tanıtımıyla karşılaştım ki... Hani kalbiniz sıkışır ya, heyecan değil aslında içinizdeki his. Acı gibi bir şey. Kalbimde mor ruhlu bir kuş. Can havliyle. Aklım geçmişe gitti. 15 yaşıma. Yüreğim Seni Çok Sevdi
Ne ağlamıştım. Canan Tan'ın okuduğum ilk romanıydı. Sonrasında Piraye, Eroinle Dans. Canan Tan. Aslında kalemini pek beğendiğimi söyleyemem. Ama Yüreğim Seni Çok Sevdi özeldir benim için.
Murat. Aslı. Ve hayallerim. Aşkları. Aslında şu an pek hatırlamıyorum roman nasıl başladı, aşkları nasıl başladı?... Ama nasıl bittiğini çok iyi biliyorum romanın da aşklarının da. Nasıl unutabilirdim ki? Ben böyle olmamalıyım, demiştim kitabı bitirdikten sonra. Ama galiba...
Murat ailesinin sözünden çıkamadı. Ailesiyle Aslı'nın arasında kaldı ve sonra ailesini seçti. Karşılıklı hataları vardı elbet. Çözülebilecek sorunlardı. Çözüm Murat'taydı. Erkek olup, aşık olup ailesine de söz dinletecekti Aslı'ya da. Kimseyi kırmadan. Aslı kadın olacaktı, aşık olacaktı Murat'a yardım edecekti, aileye saygı gösterecekti. Aile, aile olacaktı aşka saygı duyacaktı. Orta yol bulunacak, mutluluk sağlanacaktı. Ama oldu mu, olmadı.
Benim de olamadığım gibi.
Aslı Robin'le evlendiği zamanlar. Kiliseye gidip 'Ben burada ne yapıyorum camide olmak varken' dediği zamanlar çok etkileyiciydi. Vay be demiştim Canan Tan'a :D Neyse.
Aslı, aslında tam sevmemişti Murat'ı. Büyük bir aşkı, küçük bir kızın elinden balonu kaçırması gibi kaçırdı. Belki de Aslı için aşk bir oyundu ki elinden kaçırana dek. Ben de mi öyleyim, hayır.
Murat'ın kızına Aslım demesine öl bit ağla zaten.
Bir de beni Aşkın Kitabı çok etkilemişti. Jane Austen'ın hayatından bir kesiti anlatan film. Orada hayatının aşkını nasıl bulduğu, aşkı yaşayışları ve ayrılışları anlatılıyor. Ama hayatının aşkı ayrılmalarına rağmen başkasıyla evlenmesine rağmen kızına Jane adını veriyor. Ölmüştüm ağlamaktan. ''Hayır, hayır ben böyle olmak istemiyorum.''lar eşliğinde. Ve küçük Jane, Jane Austen'ın bir hayranı. Çok acı değil mi Jane Austen için. Genç yaşta ölüyor zaten. Yaşanır mı o acıyla... İzlenilesi bir film kesinlikle, tavsiyedir.
Garson boş fincanları almaya geldiğinde, Murat'ın cep telefonu çalıyor. Sözünün kesilmesine kızmış gibi, isteksizce açıyor. Ve o anda, ışık tomurcukları beliriyor gözlerinde, gülücükler sarıyor yüzünü...
''Kızım! Nasılsın bitanem? Nasılsın Aslım?''
Gerisini duymuyorum bile...
ASLIM!!!
Şu ana kadarki tüm sözlerinin toplamından kat be kat etkili bu sözcük, depremler salıyor yüreğime... Soluklarım damarlarımdaki kanın hızlı dolanımına yenik düşmüş... Bedenim amansız bir titreme nöbetinin pençesinde...
Kızının adı Aslım! Benim adımı koymuş ona. Bu gerçeği beynimin hiçbir köşesine yerleştiremiyorum. İnanamıyorum bunu yapabildiğine...
Telefonu kapatıp bana döndüğünde, gün ışığına çıkardığı örselenmiş duygularıyla benden kalır yanı yok.
''Evet'', diyor. ''Aslım, dedim ona! Her solukta özgürce Aslım, diye haykırabilmek için... Son nefesimi verirken de dudaklarımda adının olacağından eminsin artık, değil mi?''
Geldiğimiz gibi sessizce, yaşadıklarımızın ve yaşayamayıp içimize gömdüklerimizin ezinciyle Çamlı Kahve'den ayrılıyoruz.
Artık çok geç Murat! Çok geç...
Yüreğim seni çok sevdi, demiştin. Fazlasıyla kanıtladın. Bu kadarını yapamadım ben. Yüreğimdeki sevgiyi yüreğime gömdüm.
Senin adın da hep bende yaşayacak.
Ama... Şairin de dediği gibi...
bir adın kalmalı geriye,
bir de o kahreden gurbet
beni affet,
KAYBETMEK İÇİN ERKEN,SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ...
Hiçbir aşkın geç kalmaması dileğiyle.
Seviyorsan git söyle. Ama'ları at bir kenara. İki kalbin aynı ritimde atması, aynı şarkıyı söylemesi yeter tüm ama'ları çöpe atmak için.
Seviyorsan git söyle, acele et.
Sevmek için geç olmasın.
Güç de olmasın...
son sözler muhteşem etkili.geçen fene facebook profilimde kullandığım bir sözdü kaybetmek için erken,sevmek için çok geç.ben içimden geçtiğim için,o zamanki şartlarıma çokta uyduğu için yazmıştım bu sözü ama kitapta da aynı şekilde geçtiğini bilmiyordum.bazı duygular ortak.
YanıtlaSilve aşk farklı insanların dilinden aynı sözcüklerle can bulabilir....
şimdi tam da bunu anladım..niye ağlattın ki beni..
ağlamak güzeldir iyi gelir insana. ama geçmişi hatırlattıysam üzgünüm /: zira ben bugünlerde yine geçmişe yolculuk yapmaktayım da
Silsenin kalemin çok güzel,yüreğini yansıtıyor..
Silson zamanlarda üzerinde bir romantik bulut dolaşıyor gibi yazıyorsun.bir abla hissiyatı belkide :)
ama evet beni de geçmişe götürdün...
romantik bulut. o benim galiba. artık kabullenmeliyim... :D neysem. teşekkür ederim güzel sözlerin için...
Silrica ederim.kap,içinde ne varsa dışarı onu sızdırır.
Silsenin de için güzel şeylerle dolu,kaleminden onlar sızıyor..
:)
kalemimden sızması gerekenlere yön verebilsem keşke...
Sil