12 Eyl 2012

Yazmazsam vampir olacaktım


Sabah 8.00
Bir nefes aldım. Pencereden dışarı baktım.
Baktım ama gördüğüm bugünün İstanbul'u değildi.
Şak şak şak. Zihnimde patlayan flaşlar.
İçim ürperdi, üşüdüm.
Bugün vampirella zamanı, dedim içimden.
Yazmazsam deli olacaktım.
Zihnimdeki görüntüler, sözcüklerle hayat bulmayı beklerken, yazmasaydım zihnimde eritilip tüm vücudumu saracaktı. Vampir zehiri gibi adeta. Tüm vücuduma titreme yayılacak, hücrelerim donacak, kan akışım olmayacaktı. Kalbim duracak, kana susayacaktım. Korktum.
"Ben vampir olmak istemiyorum." Bunu diyen ben değildim, Aydanur'du. Ben, benden geçmiş Aydanur olmuştum, Mihrinur, Tuğhan olmuştum. Mahinur, Şemsinur olmuştum.
Peki yazar olacak mıyım?
Güzel soru.
Çalışıp çabalayıp göreceğiz...
Haydi şimdi gidelim İstanbul sokaklarına, Samatya'ya...

***

Teoman dinlemek güzeldir sonbaharda...
Hele Vampirella yazarken ilaç gibidir...

Gündüz düşleriyle her an yanımdasın 
her güneş açışında, batışındasın


yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla 
gündüz düşlerimde beni seviyor 
yaz yağmurlarıyla, güz yapraklarıyla 
gündüz düşlerimde benim oluyor

1 Eyl 2012

Kısa kısa filmler

İzlediğim bazı filmlere kısa kısa değinmeden edemeyeceğim ((:


Her Çocuk Özeldir



Yine bir Aamir Khan filmiş. Heyecanla başladım filmi izlemeye. Başlangıcı çok eğlenceli, çok renkli. Tetris gibi, bilgisayar oyunu gibi başlıyor.
Heeeey, hayalgücü oldukça geniş bir çocukla karşı karşıyayız. İlerleyen sahnelerde disleksi hastası olduğunu öğreniyoruz. Ishaaan.
Yine çocuklar arasında şiddet.. Ama ben çok üzülüyorum. Çocuklar hiç kimseden şiddet görmesin! Of1 Uçurtma Avcısı ve Suskunlar geliyor aklıma. Neyse. Sakin.
İnsanların yarış atı gibi olduğu çok güzel vurgulanmış. Aamir Khan zaten boşu boşuna film yapmıyor. Filme mesajları çok güzel serpiştiriyor.
Asi sıtaylaaaa diye bağırdığım Fareli Köyün Kavalcısı sahnesi. Korku filmi gibi başladı bu sahneler :D
Disleksi bir çocuğun gelişimi, yeteneklerin önemli olması. Harika vurgular. Ve final, Ishaan'ın uçuşu... Merak ettiniz mi? O zaman hemen oturun ve izleyin ((:

Ye Dua et Sev


Okudum ardından izledim. İkisinde de ara ara sıkıldım. Doğruya doğru e ne yapayım? ((:
Steven'a çok gıcık oldum. 
''Çocuk sahibi olmak yüzüne dövme yaptırmak gibidir.'' Kadın iyi demiş. Tüylerim ürperdi.
***
''Kalmaktan daha zor olan bir şey varsa gitmektir.'' 
Zavallı Liz. Daha önce hiç Allah'a dua etmemiş.

Gökten düşmüşçesine bir yazı mı oldu? Elizabeth Gilbert boşanmasını ve benlik arayışını anlatıyor. Önce İtalya'ya gidim kilo alıyor, hazzı yaşıyor ama aşktan uzak durarak. Hindistan'a gidip Tanrı'sına yaklaşıyor, meditasyon yapıyor. Sonra Bali'ye geçiyor, Ketut'la vakit geçirirken aşkı buluyor. İnancı da, kendisini de.

-Avrupa'ya gitmeni istemiyorum.
-Ben de evli kalmak istemiyorum.
*Eşiyle aralarındaki konuşma.

Oruçken bu filmi izlemek saçmalık mı diye düşünmüştüm. Çünkü oruçtum ve nefis İtalyan yemeklerini, yıllarca aç kalmışçasına yiyordu. Hele Napoli'de pizza yiyişi....

İtalyanların bir şey yapmamanın güzelliğini tanımlaması harika. Bir İtalyan erkeği olsa, fena olmaz mı? Yok yok, ben yapamam o İtalyan yemekleriyle :D Çok kalorili :P

Kelimesini arayan kadın, çok güzel. Benim kelimem ne olabilir? Geveze. Çok makul.

Hindistan bölümünde çok sıkıldım! Meditasyon bana göre değil.. Ama Hint düğünü çok güzeldi.
Felipeeee. kalpkalpkalpkalp. Kitapta oldukça yaşlı hayal etmiştim ama filmde gayet hoştu. İzlemeye değer. Gerçekten. İtalya ve İtalyanca aşığı olacağınıza eminim ((:

Aşk Tarifi


Heyecanlıyım. Çok özel bir film olduğunu hissedebiliyorum.
''Öyle diyorsan öyledir şef.'
Mmmm canım mısır çekmişti izlerken. Normalde üzerine yazmak istediğim bir film seyrederken bir şey yiyemem ama bu kez çekmişti işte ((:

Kate'in yalnız olmasından hoşlanmadım /: Ama sonra yanına yeğeni geliyor ve hayatı değişiyor.
'Her şeyin olması gerektiği gibi olması.' Fazla prensip sahibi :D

Sevmekten, sahiplenmekten, sahip olmaktan korkuyor. Ben gibi.

Pavorotti eşliğinde yemek. Harika! Nicaholos. Kısaca Nick. Sevdim ((:

Ve Zoe. Hayat anlamında.

***
-İlginç bir şey öğrendin mi?
+Hayır
-İlginç olmayan bir şey öğrendin mi?
+Hayırç
-Öğretmenin nasıl?
+Kel.
***

Kendime benzetiyorum Kate'i. Daha da beteriyim belki de. Tatminkar değilim. Aptal ben! :D

Ve son.
Nick, Kate, Zoe's.
Çok tatlılardı. Mutluluk. Aşk. Sevdim. İzleyin ((:

Buz Prensesi


Casey çalışkan bir kız. Gayet feminist bir anne tarafından büyütülmüş. Annenin bazı fikirleri güzel. Kızı iyi olsun, en iyi okullarda okusun istiyor ama kızının hayallerinin olmasına hiç izin vermemiş. Ama şans Casey'e gülümsüyor. Hiç aklından geçmese de kader ağlarını örüyor ve hayal dahi kurmamışken artistik buz pateni yarışmalarına giriyor. Buz patenci harika bir kız oluyor ((: Hem zeki hem güzel hem yetenekli. İnekler sınıfındayken cool kızlar sınıfına atlıyor. Amerika'daki bu saçmasapan hiyererarşik okul sistemi bizim ülkemize de sıçrıyor yavaştan. Çok riskli. Gossip Girl'e fazla kaptırmamak lazım kendimizi... İki farklı anne modeli var. Daha fazla anlatmayacağım. İzleyin diyorum bu kadar :D


Twelve and Holding


Psikopatça bir film. Bu yazıyı yazdıktan sonra unutmak istiyorum. Zaten çocukların adını hatırlamıyorum.
Katil bir çocuk.
12 yaşında bir kız, küçük kadın edasında. Kocaman bir adamdan neler istedi, aptal.
Obezite bir aile. Anne oğlunun zayıflamasına acayip üzülüyor ve zayıflamasına engel olmaya çalışıyor.
Başka bir anne, bir kaza sonucu oğlunu öldüren çocukların ölmesini istiyor. Geride kalan oğlunu da nefretle büyütmeye çalışıyor.
Babasız bir kız. Baba figürünü aşkla harmanlayarak yabancı bir adamdan ilgi istiyor.
İzlenmesi gereken bir film. İç karartıcı ama, dikkatli olunuz ((:

***

Amelia'yı izliyordum yarım kaldı, Ölü Gelin'i izliyordum yarım kaldı. İkisini de bir daha internetten izlemeye çalışmayacağım gidip cidilerini alacağım. İnadım inat. İzleyeceğim sizi!

Benden bu kadar. Bir daha ki film eleştirisinde ya da film tanıtımında görüşmek üzreeeee!