23 Eki 2012

Sayonara hayallere

Yoğun bir güne uyanmıştı. Yoğun ve heyecanlı Sabah erken kalkmış, hakkında basılan gazete haberlerine göz atmış, internet ortamında yapılan olumlu olumsuz eleştirileri okumuştu. Sosyal medya tanıtım konusunda çok işe yaramıştı. Pencereyi açıp derin bir nefes aldı. Sevdiği şehrin sevdiği havası tenine değerken huzuru hissetti. Yıllardır hayalini kurduğu güne uyanmıştı işte. Aynada kendine baktı. Gülümsedi aynadakine. Annesi de aynadaki görüntüsüne bakıp gülümsüyordu. Büyük bir kıvanç vardı gözlerinde. Babası geç kalmayalımlar eşliğindeydi yine. Göğsü gururla inip kalkıyordu.

Arabada ilerlerken farklı bir his duydu içinde. Aldığı nefes bir koku eşliğinde kalbine doluyordu. Vanilya. Yıllardan sonra. Vanilya kokusunu durduk yere duymayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki. Vanilya, gerçekten o muydu?

Sevdiği şehirde sevdiği kitapçıdaydı. Ruksu'suyla gelip kitap kokusuyla huzura ermeyi, kitapların dünyasında kaybolmayı pek severdi. Nadide bir şaheserdi bu kitapçı. Ve şimdi bu kitapçıda masal gözlü kızdı.

Sıraya girmiş insanlar. Aralarında tanıdık çehreler gülümsüyor. Onlar da yıllardır bugünü beklememişler miydi?



İmzalar peş peşe atılıyordu. Aralarda küçük sohbetler. Tanışmalar, konuşmalar, şakalaşmalar. Ve küçük bir söyleşi. Bu yolu nasıl arşınladı da geldi bu konuma? Biraz bir şeyler anlatıyor kendince. Daha yolun çok başında. 


Sevmek, aşk bilmek bu işi.


Dünya bilmek kitapları. Galaksi, evren, kainat.


Hayallerin için aşkından bile vazgeçmelisin.

Aşktan vazgeçiş. Vazgeçmek zorunda bırakılma. Vanilya kokusuna eşlik eden bir kahve kokusu mu vardı?
Orada onu izleyen ve dinleyen tanıdık bir göz mü vardı?


Hüzünlü bir tebessüm vardı yüzünde. Gözleri kahve kokulu. Kalbinin ritmini bozan bakışlardı. Yıllardan sonra hala mı diye sordu kalbine. Ritimlerin cevabı deli doluydu.
Sözlerini tamamlayıp kahve kokulu gözlerin sahibine doğru ilerlemeye başladı. Gitmek istiyordu kahve kokulu gözler. Ama bırakmadı, bırakamazdı ki. Konuşmalıydı.

Merhabalaştılar çekingen tavırlarla. Kocaman adam ve kocaman kadın, daha dünün çocukları. Kalpleri hala çocuk kalbi. Tebrik etti, kahve kokulu gözler. Yıllar önce tahmin ettiği gibi yazar olmuştu işte masal gözlü kız.

''Senin sayende.''

Kahve kokulu gözler sayesindeydi. Hayallerini seçmesine zorlamıştı. Aşk ve hayalleri, seçim yapmak zorunda bırakmamıştı masal gözlü kızı. Kendisi seçmişti. Hayallerine göndermişti. Aşktan vazgeçmişti masal gözlü kız. Bu vazgeçiş isteyerek değildi elbet ama kahve kokulu gözler seçimini yapmıştı çoktan. Kurallar ve aşk mı, kurallardı.

Kahve kokulu gözler kurallarını seçerken, masal gözlü kız hayallerini seçmişti.




Şimdiyse birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. 

Tarifsiz bir kalp kırıklığı vardı ama bir yandan da...


Belki bir adımdı gereken kahve kokulu gözlerden.


Hiç bitmeyecek öyle değil mi? Kalpteki bu sızı, gözdeki bu yaş, hayallerdeki bu sevda?




Neden olmasın ki hayaller ve aşk bir arada...
Olur elbet, der olgunlaşmış kahve kokulu gözler.
'Aşk kadına yakışır, sevmek ise adama.' der.

Ve peri masalına dönüşür her şey.



Sayonara güzel hayallere!















20 Eki 2012

Kek

''Elemin lezzeti elzemdir.''

 Pasta yapmayı çok severim. Farklı tarifler denemek eğlenceli bir uğraştır benim için. Aslında pasta süslemelerine merak salmaktayım da incelikli işleri pek beceremediğimden daha başlayamadım.
Kek yapmak için mi yaratıldım diye sorgularım bazen :D Çünkü bir kek yapma düşüncesi oluşsa arkadaşlarım arasında geb yapar ya oluyor. Bir gün içerisinde üç kez kek yaptım desem? Artık kek mek yapmıcaaaam diye isyanın eşiğine gelsem de öyle bir şey olmadı elbet. Kek yapmak terapi gibi bir şey aslında. Sakinleşiyorum, ama bir yandan da stres oluyorum 'ya güzel olmazsa?'. Yaptığım stres boşuna elbette ((: Güzel olmazsa olmasın ne olacak sanki. Beni bilenler bilir hayranı olduğum bazı baharatlar vardır. Vanilya, tarçın, çikolata ve kahve.

Keklerimin vazgeçilmez iki aroması tarçın ve vanilyadır. Tarçın ve vanilyanın uyumu başkadır. Biraz tarçın varsa biraz da vanilya olmalı. Tarçın hüzünse vanilya umuttur. Hüznün ardından umut olmalı ki, elzem olan elem biraz çırpılıp pişirildikten sonra kek gibi harika bir lezzete dönüşmeli. Bazen de kekimi çikolatalı yaparım. Çikolata mutluluktur. Çikolatalı keke tarçın yakışır mı hiç? Mutluluğa hüzün yakışmaz değil mi ((: Kahveli keke tarçın koymaya da korkarım. Kahve tutkudur. Tutkuya hüzün eklenirse sonuç nasıl olabilir? İki aromanın birleşmesi ile hırs ortaya çıkarsa?.... Hiç gereği yok... Tarçın baskın bir baharattır, hüznün baskın bir duygu olması gibi. Dikkat etmek lazım, tarçının abartısıyla kek acı bir tat alabilir. Duygularımı lezzetlerle ifade etmeyi çok seviyorum ((: Vanilya kokulu umutlara, tarçın tanesi hüzünler serpip Melankolianım'la dertleşmeyi seviyorum. Çikolata kaplı mutluluklara, kahve çekirdeği tutkular ekleyip Bayan Sesî ile aşk dolu sohbetler yapmayı seviyorum. Biraz ondan biraz bundan biraz şundan. Hayat böyle değil midir? Tüm zorluklara rağmen yaşamayı seviyorum, mutlu olmayı seviyorum. Hayatımda bir şeyler eksik, kek yaparken beni daha da mutlu edecek bir şey ((: