Arabada ilerlerken farklı bir his duydu içinde. Aldığı nefes bir koku eşliğinde kalbine doluyordu. Vanilya. Yıllardan sonra. Vanilya kokusunu durduk yere duymayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki. Vanilya, gerçekten o muydu?
Sevdiği şehirde sevdiği kitapçıdaydı. Ruksu'suyla gelip kitap kokusuyla huzura ermeyi, kitapların dünyasında kaybolmayı pek severdi. Nadide bir şaheserdi bu kitapçı. Ve şimdi bu kitapçıda masal gözlü kızdı.
Sıraya girmiş insanlar. Aralarında tanıdık çehreler gülümsüyor. Onlar da yıllardır bugünü beklememişler miydi?
İmzalar peş peşe atılıyordu. Aralarda küçük sohbetler. Tanışmalar, konuşmalar, şakalaşmalar. Ve küçük bir söyleşi. Bu yolu nasıl arşınladı da geldi bu konuma? Biraz bir şeyler anlatıyor kendince. Daha yolun çok başında.
Sevmek, aşk bilmek bu işi.
Dünya bilmek kitapları. Galaksi, evren, kainat.
Hayallerin için aşkından bile vazgeçmelisin.
Aşktan vazgeçiş. Vazgeçmek zorunda bırakılma. Vanilya kokusuna eşlik eden bir kahve kokusu mu vardı?
Orada onu izleyen ve dinleyen tanıdık bir göz mü vardı?
Hüzünlü bir tebessüm vardı yüzünde. Gözleri kahve kokulu. Kalbinin ritmini bozan bakışlardı. Yıllardan sonra hala mı diye sordu kalbine. Ritimlerin cevabı deli doluydu.
Sözlerini tamamlayıp kahve kokulu gözlerin sahibine doğru ilerlemeye başladı. Gitmek istiyordu kahve kokulu gözler. Ama bırakmadı, bırakamazdı ki. Konuşmalıydı.
Merhabalaştılar çekingen tavırlarla. Kocaman adam ve kocaman kadın, daha dünün çocukları. Kalpleri hala çocuk kalbi. Tebrik etti, kahve kokulu gözler. Yıllar önce tahmin ettiği gibi yazar olmuştu işte masal gözlü kız.
''Senin sayende.''
Kahve kokulu gözler sayesindeydi. Hayallerini seçmesine zorlamıştı. Aşk ve hayalleri, seçim yapmak zorunda bırakmamıştı masal gözlü kızı. Kendisi seçmişti. Hayallerine göndermişti. Aşktan vazgeçmişti masal gözlü kız. Bu vazgeçiş isteyerek değildi elbet ama kahve kokulu gözler seçimini yapmıştı çoktan. Kurallar ve aşk mı, kurallardı.
Kahve kokulu gözler kurallarını seçerken, masal gözlü kız hayallerini seçmişti.
Şimdiyse birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.
Tarifsiz bir kalp kırıklığı vardı ama bir yandan da...
Belki bir adımdı gereken kahve kokulu gözlerden.
Hiç bitmeyecek öyle değil mi? Kalpteki bu sızı, gözdeki bu yaş, hayallerdeki bu sevda?
Neden olmasın ki hayaller ve aşk bir arada...
Olur elbet, der olgunlaşmış kahve kokulu gözler.
'Aşk kadına yakışır, sevmek ise adama.' der.
Ve peri masalına dönüşür her şey.
Sayonara güzel hayallere!