Sorunuz muhtemelen evet, olacaktır. Başkalarının bilgi birikimi ve deneyimleri kendi yolumuza ışık tutmamıza yardımcı olur. Yeni bakış açıları elde ederiz, örnek alırız ya da rahatlarız. Herkesin başına gelir böyle şeyler, hissi oluşur.
Peki yüzyılların birikiminden faydalanmaya ne dersin? Kadim kültürün çocuklarıyız. Orta Asya kültürü ile Anadolu kültürünün harmanlandığı kadım bir kültüre sahibiz ve bu yüzyıllık birikim, birçoğumuzun sırtını döndüğü hikayelerde gizli. Hikaye diyorum ama; masallar, efsaneler, fıkralar, destanlar...
Eskiden çok eskiden insanlar toplanırlarmış bir masal dede ya da ninenin etrafında. Belki de bir gezgin masalcının, aşıkların, meddahların... Yılların birikimi, ataların kalplerinden çıkanlar anlatıcının şifahen söyledikleriyle dinleyenin kalbine dolarmış. Herkes hissesine düşeni alırmış. Kimi ders çıkarır kimi eğlenir kimi hatasını düzeltirmiş.
Şimdi neden sırtımız dönük buna? Topluma yabancılaşmamız bundan. Topluma yabancılaştıkça benliğimizden de uzaklaşıyoruz. Kendimizi bulma yolculuğumuza başlayamıyoruz. Başlasak bile yarım kalıyor.
İşte topraklarımızda yüzyıllar boyunca bir gelenek olan hikaye anlatıcılığı yeniden canlanıyor.
Birçok hikaye anlatıcısı var. Merkez İstanbul'da. Ama masal anlatıcıları, geleneğe uygun olarak şehir şehir geziyor. Ben ilk olarak Judith Liberman'dan dinledim masal. Buraya tıklarsanız geçen sene yazdığım yazıyı okuyabilirsiniz. Bu sene de Argın Kubin'den dinleme fırsatı buldum. Masal, olduğumuz ana ya da bir konuya odaklanma açısından mükemmel bir deneyim. Zihni meşgul eden her şeyi kapının dışında bırakmamızı istedi Argın. Sadece o ana, masala ve Argın'a odaklandık. Yaşama bir es vermek müthiş bir şey değil mi? İnsan zaman zaman yapmalı.
Hala düşüncen 'Masallar çocuklar içindir.'' mi?
Peki yüzyılların birikiminden faydalanmaya ne dersin? Kadim kültürün çocuklarıyız. Orta Asya kültürü ile Anadolu kültürünün harmanlandığı kadım bir kültüre sahibiz ve bu yüzyıllık birikim, birçoğumuzun sırtını döndüğü hikayelerde gizli. Hikaye diyorum ama; masallar, efsaneler, fıkralar, destanlar...
Eskiden çok eskiden insanlar toplanırlarmış bir masal dede ya da ninenin etrafında. Belki de bir gezgin masalcının, aşıkların, meddahların... Yılların birikimi, ataların kalplerinden çıkanlar anlatıcının şifahen söyledikleriyle dinleyenin kalbine dolarmış. Herkes hissesine düşeni alırmış. Kimi ders çıkarır kimi eğlenir kimi hatasını düzeltirmiş.
Şimdi neden sırtımız dönük buna? Topluma yabancılaşmamız bundan. Topluma yabancılaştıkça benliğimizden de uzaklaşıyoruz. Kendimizi bulma yolculuğumuza başlayamıyoruz. Başlasak bile yarım kalıyor.
İşte topraklarımızda yüzyıllar boyunca bir gelenek olan hikaye anlatıcılığı yeniden canlanıyor.
Birçok hikaye anlatıcısı var. Merkez İstanbul'da. Ama masal anlatıcıları, geleneğe uygun olarak şehir şehir geziyor. Ben ilk olarak Judith Liberman'dan dinledim masal. Buraya tıklarsanız geçen sene yazdığım yazıyı okuyabilirsiniz. Bu sene de Argın Kubin'den dinleme fırsatı buldum. Masal, olduğumuz ana ya da bir konuya odaklanma açısından mükemmel bir deneyim. Zihni meşgul eden her şeyi kapının dışında bırakmamızı istedi Argın. Sadece o ana, masala ve Argın'a odaklandık. Yaşama bir es vermek müthiş bir şey değil mi? İnsan zaman zaman yapmalı.
İç içe geçen masalları dinledikçe kendinden çıkıyorsun, karakterlere bürünüyorsun. Onlar gibi bakıyorsun. Büyüleniyorsun, bambaşka hissediyorsun. Gerçekliğe döndüğün an hissene ne düşüyorsa onu alıp gidiyorsun. O günlerde boğazına takılan, düğüm düğüm olan ama bir türlü söyleyemediklerin mi var? Korkuyor musun? Artık söylemen gerektiğinin idrakına varırsın belki. Bir şeylere başlamaya korkuyor musun? Yola çıkmaya, hareket etmeye belki de sevmeye... Hadi durma, dedi masal. Ya da sadece hayal kurdun. Hayal dinledin. Seni en mutlu edeni yaptın ve buldun.
Masalların benim için en önemli özelliği ise; insanın kendini bulma yolculuğunu başlatması ve bu yolculukta insana rehberlik etmesi. Masallar, hikayeler ile insan kendini daha iyi tanıyabilir. Hayatını ve yolunu anlamlandırabilir.
Hala düşüncen 'Masallar çocuklar içindir.'' mi?